Gezi Defteri
TATİLLERLERİ
koprular
Türkiye’nin
ilk boğaz köprüsü; Cunda Adası’nı Ayvalık’a bağlayan köprüdür. Nevşehir’de
Kızılırmak Nehri üzerinde yayalar için yapılan asma köprü ise ilk paralı köprü
olma özelliğini taşıyor. I. Boğaziçi Köprüsü, hem iki kıtayı birleştiren, hem de
İstanbul Boğazı’nın ilk köprüsü olarak "ilk"ler sıralamasına adını yazdırır.
Geçmişi günümüze bağlayan yapıların başında, yıllara meydan okuyan köprüler
geliyor. Görünüşleri, bıraktığı etkiler, üstlerinden geçerken hissettirdikleri,
çevresinde barındırdıkları ve konumlarıyla birbirinden farklı özellikler içeren
köprüler, yüzyıllardır insanları birbirlerine kavuşturuyor.
İpek Yolu, Kral Yolu, Baharat Yolu gibi güzergahlarda strajik önem taşıyan
köprüler kimi zaman kesme taşla kimi zaman ahşap malzemeyle inşa edilmiş.
Nehirler, kanyonlar, haliçler, kıtalar aşılmış karşı yakaya varılmış.
Mühendislik, mimarlık harikası köprüleri konu aldığımız bu yazımızda olimpiyat
adayı İstanbul’un boğazını, inci kolye gibi süsleyen, "Avrupa ve Asya kıtalarına
hoşgeldiniz" tabelalarıyla karşılayan I. Boğaziçi ve Fatih Sultan Mehmet
köprülerinden ve asırlık tarihiyle anılarla dolu Galata Köprüsü’nden söz etmemek
olmaz ama biz önce ilklere bir bakıp, antik taş köprülerinden geçip, Türkiye
turu yapacağız.
Köprülerde ilkler
Türkiye’nin
ilk boğaz köprüsü; Cunda (Alibey) Adası’nı Ayvalık’a bağlayan köprüdür.
Günümüzde bu köprüyü kullananlar, Türkiye’nin ilk boğaz köprüsünü anlatan uyarı
tabelasını görebilirler. Nevşehir, Avanos’da Kızılırmak Nehri üzerinde yayalar
için yapılan asma köprü ise ülkemizin ilk paralı köprüsü olma özelliğini
taşıyor. Türkiye’nin demirden inşa edilen ilk karayolu köprüsü; Antalya Side’de
Manavgat Çayı üzerinde yer alıyor. Köprü, bu özelliğinden dolayı ortaokul
coğrafya kitaplarında da kendine yer buluyor. 20 Şubat
1970
tarihinde temeli atılan I. Boğaziçi Köprüsü, hem Asya ve Avrupa kıtalarını
birleştiren hem de İstanbul Boğazı’nın ilk köprüsü olarak "ilk"ler sıralamasına
adını yazdırıyor. I. Boğaziçi Köprüsü’nün temeli atıldığında PTT idaresi günün
anısına bir de köprü pulu çıkarmıştı.
Misis Köprüsü
Anadolu’nun ilk Roma Köprüsü olarak bilinen Misis Köprüsü, Ceyhan Nehri üzerinde
yer alıyor. Selçuklular, Bizanslılar ve Haçlılar arasındaki savaşlara sahne olan
efsanevi kent Misis’in adını taşıyan köprü, Ramazanoğlu Beyliği ve Osmanlı
dönemlerinde şiddetli depremlerle tahrip olmuş ama buna rağmen ayakta kalabilmiş
eserlerden biridir. Günümüzde insanları üzerinde taşımaya devam eden köprü, 1998
yılında yeniden restore edildi.
Taşköprü
Adana’da yıllara meydan okuyan bir başka Roma dönemi şaheseri ise Seyhan Nehri
üzerinde bulunan Taşköprü’dür. Taşköprü’nün, M.S. 4’üncü yüzyılda Mimar Auxentus
tarafından yaptırıldığı belirtiliyor. Orijinali 21 gözlü olan köprü, Seyhan’ın
ıslahı sırasında 7 gözünün toprak altında kalmasıyla 14 gözlü olarak hizmet
veriyor. Osmanlı döneminde birkaç kez onarılan Taşköprü, günümüzde yoğun trafiğe
sahne oluyor.
Çobandede Köprüsü
Erzurum’un sınırları içerisinde yer alan Çobandede Köprüsü, İlhanlılar’ın veziri
Emir Çoban Salduz tarafından yaptırılır. Aras Nehri üzerine, 7 adet kemer gözlü
olarak inşa edilen köprüden, günümüze 6 gözü ulaşabilmiştir. Dönemin önemli
yapılarından biri olan tarihi köprü, günümüzde koruma altına alındığından
kullanılmıyor.
Cılandıras Köprüsü
Uşak’ın Karahallı ilçesindeki Cılandıras Köprüsü, Banaz Çayı üzerinde yer
alıyor. Lidyalılar’ın yaptırdığı antik köprü Kral Yolu güzergahı üzerinde
bulunuyor. Kemer uzunluğu; 24 metre, derinliği; 17 metre, eni; 1.75 metre olan
tarihi köprünün kemer taşları kalemle işlenmiştir. Zarif görünüşü ve
yanıbaşındaki şelalesiyle ilgi çeken köprünün çevresi günümüzde mesire yeri
olarak kullanılıyor.
Zağnos Paşa Köprüsü
Bol akarsuların ve vadilerin bulunduğu Trabzon’da, fetih sonrası birçok köprü
yapıldıysa da bunlardan çok azı günümüze ulaşabildi. Ortahisar ile Atapark
arasında ulaşımı sağlayan Zağnos Paşa Köprüsü, bunlar arasında en iyi durumda ve
en ünlüsü olarak dikkat çekiyor. Trabzon Pontus İmparatorluğu döneminde aynı
yerde açılıp kapanan ahşap bir köprünün varlığından söz eden tarihçiler, savaş
sırasında açılan köprü sayesinde, kaleyle dış mahallelerin bağlantısının
kesilmesinin sağlandığını belirtiyorlar. Fetih sonrasında Zağnos Paşa’nın, 1467
yılında tek gözlü olarak yaptırdığı köprü, 20 - 25 metre yükseklikte ve 50 - 60
metre uzunluğa sahip.
Beşköprü (Jüstinyen Köprüsü)
Bizans İmparatoru Jüstinyen’in Sakarya Nehri üzerine 553’te yapımına başlattığı
köprü, 561’de tamamlanır. Köprü, beş kez yıkılıp, yeniden yapıldığı için
"Beşköprü" diye anılmaktadır. Yıkılan köprülerin ayaklarının izlerine günümüzde
de rastlanabiliyor. 8 kemer üzerinde 429 metre uzunluğa sahip bugünkü köprünün
birinci gözü demiryoluna hizmet veriyor.
Geyve
Köprüsü
Sakarya Irmağı üzerindeki bu köprü ise Jüstinyen’in karısı tarafından 562
yılında yaptırılır. Zamanla kullanılamaz duruma gelen köprünün üzerine, 1495
yılında II. Beyazıd tarafından bugün kullanılmakta olan köprü inşa edilir.
Saray Köprüsü
Tunca Nehri üzerinde yer alan Saray Köprüsü’nü, 1560’ta Kanuni Sultan
Süleyman’ın yaptırdığı Terazi ve Adalet Kasrı’yla birlikte Mimar Sinan
tarafından yapıldığı tahmin ediliyor. Yontma taştan yapılan 60 metre
uzunluğundaki köprü, dört gözlüdür.
Beyazıd Köprüsü
Beyazıd Külliyesi yakınında Tunca Nehri üzerindeki köprüyü, 1488’de II.
Beyazıd’ın Mimar Hayreddin’e yaptırdığı sanılıyor. Kesme taştan inşa edilen
köprü, 78 metre uzunluğunda ve 5 sivri kemerden oluşuyor.
Yalnızgöz Köprüsü
Beyazıd Köprüsü’ne ek olarak Tunca Nehri’ne yapılan Yalnızgöz Köprüsü kenti,
İmaret Mahallesi’ne bağlıyor. Mimar Sinan’ın eseri olan köprü, 1570’de II. Selim
zamanında yaptırıldı.
Fatih Köprüsü
Sarayiçi’nde Demirkapı ile Adalet Kasrı arasında Tunca Nehri’nin üzerinde yer
alan bu köprünün, 1452’de Fatih Sultan Mehmet döneminde yapıldığı sanılıyor.
Tunca’nın üzerindeki diğer iki köprüye oranla daha büyük olan Fatih Köprüsü, üç
gözlü ve 34 metre uzunluğundadır.
Ekmekçizade Ahmet Paşa Köprüsü
1608 -1615 yılları arasında Ekmekçizade Ahmet Paşa tarafından Tunca Nehri’ne,
Mimar Sedefkar Mehmet Ağa tarafından yapılan köprü, 11 ayak ve 10 kemerden
oluşuyor.
Uzun Köprü
II. Murat’ın, Ergene Nehri üzerine 1426 - 1443 yılları arasında Mimar
Müslihiddin’e yaptırdığı Uzun Köprü; 1.392 metre uzunluğunda, yer yer 6.80 -
6.90 metre genişliğinde ve 174 gözlü inşa edilmiştir.
Meriç
Köprüsü
1842’de Abdülmecit zamanında yapımına başlanan ve 1847’de bitirilen köprü,
Edirne - Karaağaç yolunda, Meriç Nehri üzerinde yer alıyor. Meriç Köprüsü; 263
metre uzunluk, 7 metre genişlikte, 13 ayak üzerinde 12 sivri kemerli olup
yanlara doğru eğimli özellikler taşıyor. Mermer yazıtlı köşkü olan köprünün
kubbesinde daha önceleri güneş motifi olduğu biliniyor.
Gazi Mihal Köprüsü
Edirne’den Bulgaristan’a giden yolda, Tunca Nehri üzerine Bizans döneminde,
Mikhael Palaiologos tarafından yaptırılan köprü, 1402’de Osmanlı döneminde Gazi
Mihal Bey tarafından onarılır. Köprünün kitabe köşkü, 1640’da Kemankeş Kara
Mustafa Paşa tarafından ilave edilir. Gazi Mihal Köprüsü, gövdesine sızan
suların atılması amacıyla ilginç bir drenaj düzene sahiptir.
Saraçhane Köprüsü
Sarayiçi, Tunca Nehri üzerinde 1451’de II. Murat döneminin devlet adamlarından
Şahabettin Paşa tarafından yaptırılan köprü, 120 metre uzunluğunda ve 5 metre
genişliğindedir. 11 ayaklı ve 12 kemerli olarak taştan yapılan köprünün iki yan
kemeri toprak altında kalmıştır. Orta kemeri, 1702’de yıkılan köprü, Sultan II.
Mustafa tarafından onartılarak, 50 metre uzatıldı.
.
. .
.
Türkiye’deki köprülere bir bir bakıldığı zaman hepsinin de ayrı ayrı özellikler
taşıdığı göze çarpıyor. Öyküleri, estetik yapıları ve çevreleriyle öne çıkan
köprülerin, en ünlülerine ve en çok kullanılanlara göz atacak
olursak, şüphesiz ilk sırayı Akdeniz’de özellikle de raftingcilerin gözdesi olan
Köprüçay Kanyonu’ndaki Köprüçay Köprüsü alır. Raftingcilerin ilk durakları
olarak mola verdikleri bir başka antik köprü ise "Büğrüm Köprü"dür. Geçen yıl
onarılan Belkıs Köprüsü de Aspendos ve su kemerlerini gezen turistlerden yoğun
ilgi görüyor.
Köprüler için genellikle "Gerdanlık, kolye gibi" benzetmesi yapılır. İşte böyle
bir köprü, Kızılırmak Nehri üzeri Kırıkkale yakınlarında Köprüköy’deki
Kapulukaya Baraj Gölü’nde bulunuyor. Mimarisiyle ilk görüşte insanı cezbedip,
heyecanlandıran köprü, çevresindeki ilginç kaya yapısıyla olağanüstü bir
güzellik sergiliyor. Yıllara meydan okuyan köprü, kesmetaşla birbirine geçmeli
olarak kilitli bir sistemle inşa edilmiştir.
Rize’nin İkizdere, Fırtına Deresi, Çamlıhemşin’deki tablo görünümlü köprüleri,
Trabzon’un
Sumela yolu üzerindeki Kiremitli Köprüsü, Artvin’deki Nigavur, Berta köprüleri
ziyaretçilerine seyrine doyulmaz güzellikler sunuyor. Hem Çanakkale - Balıkesir
hem de Yeşilyurt - Altınoluk arasına sınır olan Mıhlıçay üzerindeki "Mıhlıçayı
Köprüsü", sahil yolunun olmadığı devirlerde kervanlara yol olurken, günümüzde
ise treeking parkuru olarak hizmet veriyor. Edremit Körfezi’nin incisi
Altınoluk’taki Manastır Çayı’nın üzerindeki "Manastır Köprüsü" gözlerden uzak,
doğayla bütünleşirken, İstanbul’da bir Mimar Sinan eseri olan 638 metre uzunluğa
sahip
B. Çekmece Köprüsü tüm görkemini koruyor.
Bergama; "Kozak Yaylası Köprüsü", Nevşehir; "Ortahisar Köprüsü", Melendiz Çayı
üzerinde "Ihlara Köyü Köprüsü", Amasra’yı adaya bağlayan Roma dönemine ait
"Kemerdere Köprüsü", Diyarbakır; "Malabadi Köprüsü", Kırşehir; "Çenegir Köprüsü"
ortamın gizemli büyüsünü hala koruyorlar. Köprüler arasında unutulmaması gereken
bir başkası da Aydın’daki Çine Vadisi’nde yer alan Çine Çayı üzerindeki "İnce
Köprü"dür. Adıyaman’ın Kahta ilçesinde yer alan sütunlarıyla ünlü "Cendere
Köprüsü", Nemrut Dağı’na gün doğumu veya gün batımını seyretmeye giden
turistlerle doluyor. Her zaman olduğu gibi bu yıl da antik köprülerin altından
sular, üzerlerinden turistler geçmeye devam edecek.