Gezi Defteri
TATİLLERLERİ
alacati
Rüzgârla randevumuz var!..Rüzgâra karşı zafer kazanmak doğa ile bire bir mücadeleye girmek, 60-70 km hızla denizin yüzeyinde uçmak... Özgürlüğü doyasıya yaşayabileceğiniz, oksijeni beyninizde ve ciğerlerinizde hissedebileceğiniz bir doğal ortama, Alaçatı'yla gidiyoruz.
Kuş cenneti ve doğa cennetinden sonra, şimdide surf cenneti Çeşme Alaçatı'dayız. Doğa yapısı, coğrafi konumu ve iklimi ile ünlü Alaçatı; rüzgârla denizde dans edenlerin ya da denizin üstünde uçanların mekanı olarak tanınıyor. Surf'çüler açısından dünyanın yedi önemli parkurundan biri sayılan Alaçatı, ilginç coğrafyasının yanında, mimarisi, yetiştirdiği ürünleri ve kolay ulaşımıyla da Çeşme'yi gölgede bırakacak özelliklere sahip. Alaçatı'da, surf'çülerin dünyasına uzanıp artı ve eksileri ile çevreyi bir kez daha gözden geçirdim. Yıllar önce yaptığım bir röportaj yayınlanmış, çok da ilgi çekmişti. O zaman belediye başkanına Pamukkale travertenlerini anımsatan kalkerli tabakanın rüzgâr etkisiyle yıllarca oyulup dantel görünümlü dev panoları andıran kaya şekillerine sahip çıkılması halinde, Alaçatı'nın çok şey kazanacağını belirtmiştim. Ne yazık ki 6 yıl sonra tam tersi ile karşılaştım.
|
|
Alaçatı Mimarisi
Alaçatı'da ilk dikkati çeken mimari doku. "Alaçatı taşı" adı verilen ponza taşı görünümlü kesme taşlardan yapılan evler, kışın sıcak yazın da serin tutma özelliğine sahip. Çürük bir taş sayılmasına rağmen, havanın karbondioksidi ile birleşince, kalker oluşturup filtre görevi yapıyor. Beldenin zemini de bu taşlarla kaplı. Bir kısmı Rumlar'dan kalma eski Alaçatı evlerini restore edip yerleşmek, şu sıralar pek moda olmuş. Karabiber ağaçlarının sıralandığı yeni sokaklara dizili bahçeli villalar ise imrendirici güzellikte. Daldırma yöntemiyle üretilen Sakız ağaçları korusu, Yeldeğirmenleri, daracık sokaklar, kendine özgü, sakin ve sessiz. Bu sokaklarda yürüyenler için de, zevk veren bir huzur sığınağı. Alaçatı merkezden ayrılıp ilkbaharda sapsarı açan mimoza çiçekli yolu takip ederek, rüzgârın enerjiye dönüştüğü tepenin eteğindeki Alaçatı Surf Paradise'a geliyorum.
Sörf Cenneti
İki tepe arasında yükselip aşağı düşerken hız kazanan rüzgârla oluşan koridor, tam surf'çülerin istediği gibi. Denizden karaya kıyıya paralel esiyor ve dalga yapmıyor. Surf'ün denize kaçma riski kalmıyor. Surf'çülere psikolojik olarak öğrenmeyi çabuklaştırıp güvencede olduğunu hissettiriyor. Surf'çüler 50-70 km hız kazanırken; parkurun 200-300 metre sığ kum, aynı zamanda da boyu geçmeyen derinlikte olması, özellikle yeni başlayan surf board'undan düşenlere kolay kalkma imkanı veriyor. En kötüyü hep en önce düşünürüm. Merak bu ya çarpışma olmaz mı diye bir soru geliyor akla. Karşıdan gelenin, sağ eli önde olanın, rüzgâr altındakinin yol hakkı varmış. Çarpışma anında en son yapılacak şey malzemeyi bırakıp suya atlamak oluyormuş. 12 ay açık Alaçatı Surf Paradise Bar-Restoran Beach Club'ın surf hocası Kemal Demirasal, 8 yıldır surf hocalığı yaptığını söylüyor." Burada her türlü surf malzemesi var. İster satın al, ister kirala ya da getir emanete bırak.
Ders+hoca+malzemeden oluşan 5 günlük paket program 150 euro. Özel ders 45 Euro. Ayrıca kiralama, depo, yedek parça, sörf alım satım, ders servisleri veriliyor. 15 saat çalışarak, ıslanmadan, düşmeden öğreniyorsunuz. Mayoyla geliyorsunuz, herşey rüzgârdan aldığınız kuvveti surf dengesini oluşturarak board'a iletmek ve sonra da hızlanmaktan ibaret. Siz yeter ki yapmak isteyin..." diyorlar. En çok beğeni toplayan hareketler: Body drug, Agrial duck, W.skipper, spocky, gruby, loop, swayze, ismiyle anılan hareketler. Yine de sordum, "Surf nasıl yapılır, hocasın anlat bakalım..." diye. "Dünyanın en zor sorusunu sordun ağabey..." dedi Kemal Demirasal ve "İnternette başlangıç için 18 sayfa var. O da hem başlangıç, hem özet. Biz bunu 5 günde anlatıyoruz. Birkaç cümlede hiç birşey diyemem. İyisi mi sen beni seyret, sonra konuşalım..." diyerek board'un üstünde ben de denize uzanan taş iskelenin ucunda yerlerimizi aldık. Board'un tek noktada zaptedilmiş yelkeni nasıl ekseni etrafında dönüyor da dönüyorsa, Kemal de öyle şekilden şekile giriyor, direğe çıkıyor, denizde koşuyor. Fotoğraf çekimi uğruna sahildekilere seyirlik bir şov sunuyor. Kıyıya her gelişinde bir başka hareketle nefes kesip hayranlık topluyor. Surf'ü kay kay gibi kullanıyor.
Günde 10 saat surf yaptığını belirterek, "Yelkene geçtiğim an beynimde hiç birşey kalmıyor. Sorunlar, problemler, dertler herşey ama hepsi unutuluyor. Bundan güzel meditasyon olamaz." diye ekliyor. Rüzgâra karşı zafer kazanmak doğa ile bire bir mücadeleye girmek, 60-70 km hızla denizin yüzeyinde uçmak, özgürlüğü yaşamak, zıplamak, refleksleri geliştirmek, oksijeni beyninde ciğerlerinde yüzünde hissetmek, doğal ortamda katkısız, motorsuz, ücretsiz rüzgârın içinde olmak, suya teğet geçmek... Bütün bunları düşündüm, gaza geldim, imrendim, doğrusu kanatlanıp uçmak istedim.Akşam olmuş, mehtap dolunaydan biraz eksik, suyun sek içilmediği saatlerde tepedeki yerini almıştı. Bahanem hazırdı: Meşhur sakızlı dondurma yemeye Çeşme'ye, kalenin karşısındaki dondurmacıya gidecektim. Öyle de yaptım. Ne var ki, kısa bir süre gecikmeli olarak. Zira Çeşme girişine trafik ekipleri radar kurmuşlardı! Ekip hala orada...
Bugün 4 ziyaretçi (4 klik) kişi burdaydı!
Hızla Büyümeye Devam Ediyoz...